Başlangıç
- 25 Mart 2023
- 808
Eski trenin yukarıdaki taş manastıra doğru ilerlemesini bekliyordu Edmond Kirsch. Dik bir uçuruma inşa edilmiş taş manastır dikey yamaca sihirli bir şekilde tutunuyor gibiydi. Adeta havada asılı duruyormuş gibi görünüyordu. Nasıl tepki vereceklerini merak ediyordu Edmond. Çünkü gerçeği ilk onlara söyleyecekti. Tarih boyunca tanrıların tehdit edildiğini hissettiklerinde dünyanın en tehlikeli insanları din adamları haline gelmişti. Sebebi de açıkça belliydi aslında.
Tren dağın tepesine ulaştığında Edmond platformda kendisini bekleyen birini gördü. Adam iskelete dönmüş bedenini saran mor renkli geleneksel Katolik cüppesinin üstüne beyaz bir tunik giymişti. Edmond bu adamın daha önce fotoğraflarda gördüğü Valdespino olduğunu anladı. Bir an da belli belirsiz heyecanlandı. Valdespino kendisini karşılamaya bizzat kendisi gelmişti. Valdespino bir piskopostu ve kralın hem dostu hem de danışmanıydı. Edmond bu toplantıyı ayarladığı için piskoposa teşekkür etti. Ve biraz sohbet ettiler. Piskopos Edmond’a başarılarınızı okuduğunu fakat halen ne yaptığını tam olarak anlayamadığını söyledi. Edmond’da uzmanlığının oyun teorisi ve bilgisayar modelleme olduğunu gelecek hakkında tahminlerde bulunduğunu söyledi. Ardından piskopos birkaç yıl önce Avrupa’da ki ekonomik krizi önlediğini söyledi ve Edmond’ın ünlü sözünü ekledi “Şimdi otuz üçümde, İsa’nın dirildiği yaştayım” dedi. Sohbet etmeye devam ettiler. Ardından toplantı odası tarzı bir yere gittiler. Odanın içerisinde dünyada din liderleri yer almaktaydı. Her dinin birer temsilcisi. Edmond kürsüye çıktı ve herkesin şaşıracağı bilimsel buluşunu tanıtmak için geldiğini söyledi. Edmond’ın bulduğu şey tüm dünyayı yerle bir edecek hatta sarsacak bir şeydi. Karşısında onun sunumunu dinlemek için bekleyen adamları inceledi. Ve aklından bunu tüm dünyaya duyurduğunda tüm dini öğretilerin aslında tek bir noktası olduğunu ve bu noktanın ise hepsinin tümden yanlış olduğunu geçirdi.
Aradan geçen bir süre sonra Edmond bulduğu şeyi tüm dünyaya tanıtmak için çoğu kişiyi bir müzeye topladı. Evet bir müzede tanıtacaktı. Edmond uzun zaman önce Harvard’daki profesörü olan Robert Longdon’ı da davet etmişti. Longdon davetin veriliği yeri görünce tam Edmond’ın seçeceği tarzda bir yer olduğunu düşündü. Longdon içeriye doğru ilerlediğinde müzeyi inceledi. Daha önce gördüğü hiçbir müzeye benzemiyordu. Longdon bir sürü güvenlikten geçtikten sonra beklediğinden daha fazla sayıda silahlı görevli olduğunu gördü. Bu onu şaşırtmıştı doğrusu. Ardından bir kadın gördü. Kadın herkese kulaklık dağıtıyordu. Longdon kadını nazikçe reddetti fakat kadın Bay Edmond Kirsch’in herkesin kulaklık takmasını istediğini söyledi. Bu akşam ki deneyimin bir parçası olacakmış diye de ekledi. Longdon kulaklıklardan bir tanesini aldı. Davetli olan herkesin turu ayrı olacaktı. Longdon buna şaşırmıştı çünkü yüzlerce davetli vardı neredeyse. Ardından kadın Longdon’ın kulaklığı takmasına yardımcı oldu. Çünkü kulaklıklar kulağa değil yüze takılıyordu. Kemik iletimi sayesinde kulaklıktan ne konuşulduğu duyulabiliyordu. Ardından kadın hareket etmeye başladığınızda rehberli turun başlayacağını ve sunum başlayacağında kulaklığın size haber vereceğini söyledi. Longdon ilerlediğinde kulaklık çalışmaya başlamıştı. Sanki kulaklık kişiye özel tasarlanmış gibiydi. Longdon açık alanın karşısında ki dev afişi gördü ve Edmond’ın neyi açıklayacağı hakkında daha da meraklandı. Longdon kulaklık aracılığı ile konuştuğu özel tur rehberine buradaki herkesin kişisel tur rehberi mi var diye sordu. Kulaklığın karşısındaki adam ise bu akşam üç yüz on sekiz misafirin her birine özel tur veriyoruz diye cevapları. Longdon şaşırmıştı. Bu inanılmaz diye yanıtladı. Ardından kulaklıktaki rehber tur bitimine doğru kendisinin aslında bir insan olmadığını sentetik yani yapay bir rehber olduğunu Edmond Kirsch’in uzun uğraşlar sonucunda yapılmış olan yapar bir rehber olduğunu itiraf etti. Longdon bu durum karşısında aşırı derece de şaşkındı. Çünkü konuştuğu kişiyi bir insan sanmıştı ve birebir insanmış gibi konuşmuşlardı. Bu çok şaşırtıcıydı. Ardından yapak rehber Bay Kirsch’in yeteneklerimi sizin üzerinizde denememi istediğini söyledi. Longdon denemek mi diye şaşırarak sordu ve yapay rehber bir Turing testi olduğunu söyledi. Longdon bu akşam ki herkesin bir bilgisayarla mı konuştuğunu sordu. Yapay rehber de evet cevabını verdi…
Turing Testi: Bir makinanın insandan ayırt edilemeyecek şekilde davranıp davranmadığını ölmek amacıyla yapılan bir testtir. Alan Turing tarafından ortaya atılmıştır.