Birimiz Yalan Söylüyor

Liseye giden Simon okuldaki herkes hakkında yazılar yazdığı ve herkesin sakladığı sırları yayınladığı bir internet sitesi yapar. O gün okuldan birkaç kişi cezaya kalır. Bronwyn çantasında kendisine ait olmayan bir telefon dersin ortasında çaldığı için fizik öğretmeni tarafında cezaya bırakılır.  O gün Bronwyn dışında 4 öğrenci daha cezaya kalır ve içlerinden biri de Simon’dır. Fizik öğretmenleri okulun ilk günü ceza alanların geri kalan zamanda da sık sık cezaya kalacaklarını ve bu yüzden birbirlerini tanımaları gerektiğini söyledi ve cezaya kalan öğrencilerden kendilerini tanıtan bir kompozisyon yazmalarını istedi. Bu sırada Bronwyn söz isteyerek öğretmenine haksız yere cezaya kaldığını almış olduğu telefonun kendisine ait olmadığını kendisinin telefonunun yanında olduğunu söyledi ve çantasından kendi telefonunu çıkararak öğretmenine gösterdi. Öğretmenleri Bronwyn ‘e kızdı ve yarında cezaya kalmak istemiyorsan susarsın dedi. Ardından Simon söz hakkı istedi. Öğretmenler alt tarafı bir kompozisyon yazacaklarını söyledi.

Simon’da dolabından suyunu alması gerektiğini söyledi. Öğretmenleri ise 45 dk susuz kalabileceğini söyleyerek Simon’ı tersledi. Simon ise boğaz kuruluğu olduğunu bunun için su içmesi gerektiğini söyledi. Öğretmeni ise Simon’a gitmesine gerek olmadığını buradaki su sebilinden su içebileceğini söyledi. O sırada okul bahçesinde bir olay oldu ve öğretmenleri o olaya gitmek zorunda kaldı ve öğrencilere ben gelene kadar sessiz olmalarını ve kompozisyonlarını yazmaları gerektiğini söyleyerek odadan çıktı. O sırada öğrenciler camın önüne gelerek dışarıdaki olaya baktılar. Simon bir bardağa su doldurdu ve içti. Fakat bardağın içinde fıstık olduğu için Simon bir anda nefes alamamaya başladı ve yere yığıldı. Odada bulunan öğrenciler Simon’ın başına toplandı ve Simon çantasında epipen iğnesi olduğunu söyledi. Arkadaşları çantasına baktıklarında iğneyi bulamadılar. İçlerinden bir kişi okulun revirine giderek epipen iğnesi aradı fakat revirde de epipen iğnesi kalmamıştı. Geri döndüğünde bunu arkadaşlarına söyledi ve arkadaşları da ambulans aradı. Ambulans geldiğinde Simon’ı hemen hastaneye götürdüler. Bir süre sonra Simon’ın öldüğü haberi geldi.

Bir süre sonra okulda Simon’ın öldüğünü okul müdürü öğrencilere söyledi. Simon’ın yakın arkadaşı o gün cezaya kalmış olan Addy’ye Simon’ın son anlarında nasıl olduğunu sordu. Addy ise korkunç göründüğünü resmen gözlerinin önünde öldüğünü söyledi. Ve bu olay polise taşında. Çünkü cinayet olduğunu düşünüyorlardı. Soruşturmaya başladılar. O gün cezaya kalan öğrencileri tek tek müdürün odasına çağırarak sorgulamak istediler. Soruşturma için okula gelen polis öğrencilere bunun kaza mı yoksa cinayetti olduğunu çözmek için onlara birkaç soru soracaklarını söylediler. Öğrenciler kaza mı yoksa cinayet mi diye sordular. Poliste Simon’ın içtiği bardakta fıstık yağı olduğunu ve alerjisi yüzünden öldüğünü söyledi. Polis herkesi tek tek sorguya aldı. Sıra Addy’ye geldiğinde dün Simon ölmeden önce revire neden gittiğini sordu. Addy ise gitmediğini söyledi. Polis ise kayıtlarda isminin bulunduğunu söyledi. Ardından Nate’e neden bir şartlı tahliye memurunun olduğunu sordu. Nate ise ona dosyamda nedeninin yazdığını söyle fakat polis onun ağzından duymak istediğini söyledi. Nate de zengin çocuklarına uyuşturucu satarken yakalandığını ve aylardır satmadığını isterlerse şartlı tahliye memuruna sorabileceklerini söyledi. Sorgulama bitince polis memuru hepsine Simon’ın çantasını ve laptopunu görüp görmediklerini sordu. O an Bronwyn’in aklına Simon2ın laptopunu kendisinin aldığı aklına geldi fakat bunu söylemedi. Cooper ise çantasının kütüphane olduğunu söyledi. Nate ise sağlık görevlilerinin aldığını sanıyordum dedi. Polis de sağlık görevlilerinin almadığını söyledi. Ardından polis onları gönderdi. Ardından Bronwyn eve vardıktan bir süre sonra Bronwyn’in kardeşi ona Nate’in geldiğini söyledi. Bronwyn aşağı inince kardeşini yukarıya gönderdi. Nate Bronwyn’e Simon’ın çantasının ve bilgisayarının onda olduğunu söyledi. Bronwyn ise bunu inkâr etti. Nate’de eğer ondaysa ondan kurtulması gerektiğini söyleyip gitti.