Gün Olur Asra Bedel

Yedike, Sarı Özbek köyünde uzun yıllardır yaşayan ve demiryollarında çalışan kendi halinde biridir. Bir gün demiryollarında gece nöbeti tutarken eşi Ukubala yanına gelerek en yakın arkadaşı Kazangap’ın öldüğünü söyler. Yedike hemen izin alarak arkadaşının yanına gider ve tüm köyü uyandırır. Köyde ilk kez birisi ölmektedir. Sarı Özbek köyü sekiz hanelik bir köydür. O köyün kışına da yazına kimsenin gücü yetmez çok sert geçer. Kazangap’ın oğlu Sabitcan babasının ölüm haberini alır almaz hemen köye gelir. Sabitcan okumuş birisidir ve köylüyü küçük görmektedir. Yıllar önce babasının malını mülkünü sapıt yemiş babasını ise ortada bırakmıştır. Kardeşi Ayzade ve eşi de cenazeye katılmıştır. Yedike arkadaşı Kazangap’tının vasiyeti üzerine köye uzak olan Ana Beyit mezarlığına gömülmesi gerektiğini söyler ilk başlarda oğlu Sabitcan bu duruma itiraz etse de Yedike’ye karşı koyamaz. O gece ölü yıkanır ve hazırlıklar yapılır sabah olunca da yola çıkılır. Yolda duygulanan Yedike’nin aklına anıları gelir köye ilk gelişi Kazangap’ın ona devesi Karanar’ı hediye edişi ve daha niceleri.

Yedike Aral gölünün yakınlarında oturup balıkçılık yapmaktadır. Daha sonra savaş çıkar ve savaşa katılmak zorunda kalır. Karısı Ukubala ve sekiz aylık çocuğunu bırakarak savaşa gider. Savaşta kafasına darbe alır ve savaştan çekilmek zorunda kalır. Binbir güçlükle köyüne dönebilir. Döndüğünde çocuğunun vefat ettiğini öğrenir. Savaşta kafasına aldığı darbe yüzünden de eski gücü kalmamıştır. Kendini küçük gören köylülerinden sıkılıp geçim sıkıntısı yaşamamak için eşi Ukubala’yı da alarak hiçbir iş bulamazsam demiryollarında çalışırım diyerek köyünden ayrılır ve yola çıkar. Yolda günü birlik işler bulmaktadır ama hala eski gücünü toplayamadığı için bu işlerin çoğunu Ukubala yapmaktadır.  Birgün yine böyle çalışırken Kazangap ile karşılaşır çok kısa zamanda çok iyi arkadaş olurlar. Kazangap , Yedike ve eşini kendi köyü olan Sarı Özbek köyüne davet eder ve Yedike’ye iş bulur. Karanar adını verdiği ve çok sevdiği devesini de Yedike’ye verir. Hep birlikte çalışıp geçimlerini sağlarlarken bir aile daha köye gelir. Zarife, Abutalip, Daus ve Ermek isimli iki çocuklu bir ailedir. Abutalip ve Zarife öğretmendir. Savaşa katılan ama savaşta esir düştüğü için kendi köyünde hor görülen ve mesleğinden atılan Abutalip ailesi ile Sarı Özbek köyüne sığınmıştır. Hep beraber mutlu mesut yaşamaya başlarlar. Abutalip her gece kendisinin ve Yedike’nin çocuklarına okuma dersi verir. Zaman geçer ve Yedike Abutalip’in eşi Zarifeye âşık olmaya başlar fakat duygularını içinde tutarak saklar. Bir gün müfettiş demiryollarını görmeye gelir