Marslı
- 25 Mart 2023
- 940
Birkaç astronot marsa araştırmaya gitti. Marstan toprak örneği alıyorlardı. O sırada marsta fırtına uyarısı aldılar. Tam üzerlerine doğru bir fırtına yaklaşmaktaydı. Herkes acil kalkışa hazırlandı. Bir kapsülün içinden geçtiler ve dışarıya çıktılar. Etrafta fırtına vardı. Aralarından birine bir şey çarptı ve adam uçtu. Diğerleri rokete geri döndü. Kaptan tek başına adamı arıyordu. Kaptan adamı bulamamıştı. Öldüğünü düşünüyorlardı. Rokete tekrar bindiler ve dünyaya doğru yola çıktılar. Basın açıklamasında Mark Watney’in öldüğünü açıkladılar.
Mark astronot giysisinde ki alarm sesiyle uyandı. Karın kısmına demir bir çubuk saplanmıştı. Yaşıyordu fakat diğerlerinin bundan haberi yoktu. Astronotlar için yapılmış olan eve girdi. Kaskını ve karnındaki demir çubuğu çıkardı. Astronot giysisini çıkarır çıkarmaz karnında bulunan yaranın içinde kalan demir parçasını da zorlukla çıkardı. Yaradan kanlar akıyordu. Bir zımba yardımıyla yarayı kapattı ve ardından pansuman yaptı. Marsta tek başına kalmıştı. Ardından bilgisayarın başına geçti ve olurda ölürse diye video kaydı almaya başladı. Video da otuz günlük bir hubın içinde olduğunu oksijeninin tükenince öleceğini falan söyledi. Marstaki fırtına halen devam ediyordu. Ertesi gün marsta hayatta kalabilmek için yiyecek yetiştirmek zorundaydı. Kendine hubın içinde bir bahçe yaptı. Marstan aldığı kumu ya da toprağı oraya yerleştirdi. İnsan dışkılarını gübre olarak kullandı. Başka çaresi yoktu. En büyük sorunu ise suydu.
Ardından su yapmanın yolunu buldu. Fakat kendini havaya uçurdu. Ve patlamanın nedeni ise odada fazladan oksijen olması. Ve en sonunda patlamadan su yapmanın yolunu buldu. Elli dördüncü gündeydi ve ekmiş olduğu patatesler filiz vermişti. Dünya da ise Markın ölümü konuşuluyordu. Dünyadan bir kişi marstaki Mark’ın bulunduğu koordinatlara baktı ve marstaki bazı şeylerin değişmiş olduğunu gördü. Mark dört yıl sonra gelecek olan ekibin yerini ve iniş yapacakları belirledi. Kendisinin bulunduğu yere üç bin iki yüz kilometre uzaklıktaydı. Ve onlar oraya geldiğinde orada olmalıydı. Problem şu ki marstaki araçların çoğu otuz beş kilometre gidecek şekilde tasarlanmışlardı ve yolculuk tam elli gün sürecekti. Bir yaşam destek ünitesiyle elli gün aracın içinde geçirmesi gerekiyordu. Bir araçtan motor alarak diğer aracın mesafesini iki katına çıkarmıştı fakat ısınma sorunu vardı bu seferde. Plütonyum ile dolu olan kutuyu yerin altından çıkardı. Fakat plütonyum dolu kutu kırılırsa ölürdü. Plütonyum sayesinde ısınma problemini de çözmüştü.
Nasa ise dünyadan Mark’ın yaptıklarını izliyordu. Ve basın açıklamasında sürmüş olduğu araçla her seferinde daha uzağa gitmeye çalıştığını söylediler. Tek amaçlarının sağ salim eve getirmek olduğunu söyleyip toplantıyı bıraktı. Mark ise bu sırada yetiştirmiş olduğu patatesleri topraktan çıkardı. Mark marstan nasa ile iletişim kurmak için bir cihaz buldu ve onu toprağın altından çıkardı. Aynı şeyi nasa’dan bir kişi fark etmişti ve çalışıp çalışmadığını birkaç kişiye sormuştu. Cihaz çalışmıştı. Eski olmasına rağmen çalışmıştı. Ve nasayla zor da olsa bir iletişim kurabiliyordu. Bir on altılık sistem kurmuştu Mark ve aynısını nasa da yaptı…